- bunamış
- 1. dotard. 2. in one´s dotage.
Saja Türkçe - İngilizce Sözlük. 2010.
Saja Türkçe - İngilizce Sözlük. 2010.
bunak — sf., ğı Bunamış olan (kimse), matuh Kendini isteyenler hep cılız, sıska, ihtiyar, bunak adamlardı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
cebretmek — i, e, der, esk., Ar. cebr + T. etmek Zorlamak Sizi de inanmaya cebretmek isteyen bunamış bir inat ve ısrar ile söylüyor. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
matuh — sf., esk., Ar. maˁtūh Bunamış, bunak … Çağatay Osmanlı Sözlük
siftinmek — nsz, hlk. 1) Oyalanmak, vakit geçirmek Bunamış işte. Kadın gördü mü dayanamıyor, siftiniyor. Bir halt edeceğinden mi? M. Ş. Esendal 2) Bir yere sürtünerek kaşınmak Mahallede duvar kenarlarında siftinip pinekleyen uyuz, kör, topal köpeklerden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fertût — (F.) [ تﻮﺕﺮﻓ ] bunamış ihtiyar … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
matûh — (A.) [ ﻩﻮﺘﻌﻡ ] bunak, bunamış … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
matûhe — (A.) [ ﻪهﻮﺘﻌﻡ ] bunak, bunamış (bayan) … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
EFNAD — (Fened. C.) Bunaklar, yaşlarının ilerlemesinden bunamış olanlar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MA'TUH(E) — (Ateh. den) Bunamış, bunak. * Sakat, kötürüm. Amelmânde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük